Welcome to Our Website

Ankara Gençlik Parkı; kaderi Cumhuriyet’e benziyor

Gerçekedebiyat.com’da yer alan Selim Esen’in yazısında; Ankara’da bulunan Gençlik Parkı’nın tarihini kaleme aldı. Esen, “Gençlik Parkı nasıl yozlaştı” başlıklı yazısında şunları kaleme aldı:

Kuzey’de 19 Mayıs Stadyumu’nun karşısında İstasyon Caddesi üzerinde bulunan Gençlik Parkı, Ankara’nın çok amaçlı şehir parkı olarak düşünülmüştü. Düşsel bir projeydi. Nafia İşleri Mecmuasının 1935 tarihli bir sayısında şöyle anlatılmıştı:

“…Üç muhtelif seviyeden her birinin sonunda birer havuz ve gölün ortasında otuz metre irtifaya yükselen bir fıskiye bulunacaktır… Gölün şimalindeki gül bahçesi, pergola ve yedi fıskiye çok samimi ve sihirli bir gezinti ve istirahat yeridir… Çocuk bahçesi, oyun yerleri, gölgelikler, labirent, yağmur zamanında sığınma yerleri, çocuklar için küçük bir yüzme havuzu, halk kahvesi ve açık tiyatro havuzun etrafını süsleyecektir.”

Parkın Batılı örneklere öykünerek kentsel alanda su ile yeşili birleştiren tasarımı, çağdaş yaşamı, sanatı ve teknikleri tanıtan mekânları, donatıları ve açık hava heykelleri, yüzme, kürek, yelken gibi su sporları, kışın buz pateni, gazinoda caz müziği eşliğinde eğlence, açık havada tiyatro, bando ve dans gösterileri gibi aktiviteleri geniş anlamlı bir düşüncenin göstergesiydi. Bir başka deyişle, Gençlik Parkı, Ankara’da yaratılan kent olgusunun somut bir örneğiydi.

Parkı’nın öyküsü çağdaş kent yaşamı gereksinimlerini karşılamak amacıyla bir Amerikan şirketine hazırlatılan planla başlar.

Plan’da bugünkü Anıttepe ve Bahçelievler’i kapsayan 2000 hektarlık alanda yeni bir kentin kurulması ve bu kentin ortasında bugünkü Gençlik Parkı’nın bulunduğu alanda büyük bir göl tasarlandı.

Zamanında Kanlı Göl olarak anılan ve bir kısmı mezarlık olarak kullanılan bataklık alan o dönemin idarecilerinin isteği ile Jansen Planı’nda Gençlik Parkı olarak teklif edildi.

Planlama yapılmadan önce bu alanda İstasyon Caddesi’ne paralel olarak düzenlenmiş bir futbol sahası (Gençlerbirliği sahası), Evkaf Apartmanı ve Örnek Evler önünde dar bir şerit hâlinde görülen ve ismi Gençler Parkı olan küçük bir park bulunuyordu.

27 Şubat 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesi, “Ankara’da cennet gibi bir yurt yapılıyor” başlıklı haberinde parkı şöyle anlatır:

“İstasyon önünden, Opera Meydanı’na kadar uzanan geniş sahada vücuda getirilecek, Gençlik Parkı inşaatına nisanda başlanabilecektir. Parkın ortasına, içinde bir adacık da bulunacak olan 40 metro murabbaı büyüklüğünde bir havuz yapılacaktır. Havuzun içindeki adaya lüks bir gazino ve lokanta inşa edilecektir. Havuza su, Opera Meydanı’na konulacak altı Eti Aslan’ının ağzından akacak ve kademe kademe üç şelale teşkil ettikten sonra, havuza karışacaktır. Bir de kuş bahçesi yapılacak Ankara ikliminde yaşayan bütün kuşlar bu bahçede toplanacaktır.”

Cüneyt Arcayürek, “Bir zamanlar Ankara” adlı anı kitabında, 1940’lı yılların başında gençlik parkının havuz inşaatlarında “Varlık Vergisi”ni ödeyemedikleri için askere alınan Musevi vatandaşların da çalıştırıldığından söz eder.

Bu önemli projenin gerçekleşmesine 1939 yılında başlanır ve dört yıl sonra, 19 Mayıs 1943’te dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğlu, Meclis başkanı, Bakanlar ve diğer yetkili kişiler ile kalabalık bir halk topluluğunun katılımıyla park hizmete açılır.

GENÇLİK PARKI YEŞİL ALANLARI

Hizmete girdiği tarihten başlayarak, 1950’lerin ortalarına kadar süren ilk döneminde Park, tasarım amacına uygun, yeşil alanlar ve peyzajına uygun gelişti.

1950-1970 yılları arasındaki ikinci döneminde Park’ta yeşil göz ardı edildi, eğlence mekanlarının ön planda tutulduğu, orta sınıf zevklere öncelik verildi.

1970’li yıllarda başlayan son dönemde ise, Park artık orta sınıf için çekiciliğini ve anlamını kaybetti, bir anlamda arabesk kültürü ve yaşam tarzı dayatılmaya çalışıldı.

Park’ın ilk yıllarında eğlence mekânlarının başında özellikle gazinolar gelir. Üç gazino gözdedir: 1946 yılında hizmete giren içkili “Göl Gazinosu” 20 yıl sonra 1966’da kapandı.

1955’te hizmete giren bir diğer içkili gazino, “Yıldız (Saray) Gazinosu” 1990’ ların sonunda kapanırken, 1950’li yıllarda hizmete giren ve açık alandaki “Sahil Gazinosu”, 1990’ların sonunda kapandı.

Gazino kavramı, “alaturka” ve “alafranga” tarzlarına bir arada, sırayla yer veren yapıya dönüştü.

Örneğin, sonradan Nikâh Dairesi’ne dönüştürülecek olan Göl Gazinosu Batı esintili “alafranga” müziklere yer veren bir yer iken, 1950’li yılların sonlarında hem “alafranga” hem de “alaturka” müziklerin çalındığı, her iki eğlence anlayışının birbirine karıştığı bir yer hâline geldi. Göl Gazinosu’nda Zeki Müren, Cem Karaca, Müzeyyen Senar, Behiye Aksoy gibi sanatçılar sahne aldılar.

Yıldız (Saray) Gazinosuna pek rağbet edilmezken sonradan açılan Lunapark Aile Gazinosu ise Göl Gazinosu’na göre daha mütevazıydı.

Bülent Ersoy ve Barış Manço bu gazinoda sahne aldılar. O yıllarda çok popüler olan bu gazinolara ailece gitmek, aile bütçesini çok sarsmazdı.

Gençlik Parkı’ndaki gazinolardan söz açmışken, Atatürk Orman Çiftliği içinde yer alan “Marmara Parkı Gazinosu” Ankara’nın ilk gazinosu’ dur.

İçkisiz, 2.sınıf, gündüz saatlerinde kullanılan gazino 1929 yılında hizmete girdi, 1940’lı yılların sonunda kapandı. Bir yıl sonra Keçiören/Asfalt üzerinde açılan “Keçiören Köy Gazinosu” hem yazlık hem de kışlık olarak kullanılan içkili bir lokantaydı.

Atatürk Orman Çiftliği içinde yer alan “AOÇ Bira Parkı Gazinosu” da yine 1930’lu yıllarda hizmete girdi. Her mevsim hizmet bu mekân 1970’lerin sonunda kapandı.

Ulus’ta Tren Garı yanındaki “Gar Gazinosu” 1937 yılında hizmete girdi. 1.sınıf içkili aile gazinosuydu. Yaklaşık 40 yıl müşterilerini ağırladı, 1976 yılında kapandı.

Çubuk Barajı içerisinde yer alan “Çubuk Barajı Gazinosu” ise, 1938 yılında hizmete girdi. İçkili olan aile gazinosu yıkıldığı 2016 yılına kadar hizmet verdi.

Cebeci/Dörtyol, Beyşehir Sokakta yer alan “Dörtyol Aile Çay Bahçesi (Gazinosu)” 1939’da hizmete girdi.

Genelde yaz aylarında hizmet veren bu 2. sınıf içkisiz aile gazinosu 1965’te kapandı.

Kızılay’da Soysal Apartmanı bodrum katında 1943’de hizmete giren “Süreyya Gazinosu (Pavyonu)” üst gelir grubuna hizmet veriyordu.

1964’te kapandı. Strazburg Caddesi (Serçe Sokak) ve Toros Sokak kesişiminde yer alan “Bomonti Bira Parkı (Gazinosu)” 1940’lı yıllarda hizmete girdi. İçkili gazino 1966 yılında kapandı.

Ulus/Hacı Bayram’da yer alan “Tepebaşı Saz Gazinosu” 1949’da hizmete girdi. 1. sınıf içkili aile gazinosunun kesin kapanış tarihi belli değil.

MEKANLAR ve İKTİDARLAR

Bu mekânlar, zaman içerisinde iktidar sahiplerinin egemenliklerini yerleştirmeye çalıştığı uğraş alanı hâline geldi. Toplumsal belleğin mekân içinde sabitlendiğini düşündüğümüzde, iktidarın, gücünü yasallaştırma aracı olarak mekânı dönüştürmesi ya da yok ederek tekrar yapılaştırması aynı zamanda toplumsal belleğin yok edilmesi anlamına gelir.

Dönelim Gençlik Parkı’na…

Gençlik Parkı Ankara’nın ilk plajı ve ilk buz pateni sahasıydı. 26 Temmuz 1942 tarihli Cumhuriyet yazıyor:

“Ankara’da Gençlik Parkı’nda yapılacak plaj ihale olunarak inşaata başlanmıştır. Plaj ağustosun on beşine kadar bitecek ve bu sene hemen açılacaktır. Plaj şehir içinde olacağından ve istifade edilecek yüzme havuzu büyük olduğundan, halktan çok kimseler banyolardan istifade edebileceklerdir.”

Ve… Otuz yıl sonra, yine Cumhuriyet gazetesi 4 Mart 1972 tarihli sayısında Park’ta paten yapan genç kızla genç erkeğin fotoğraflarının altında şu haberi veriyor:

“1947 yılından beri Ankara Gençlik Parkı havuzunda doğal şartlara bağlı kalarak amatör çalışmalar yapan buz patencileri nihayet Cemal Güranı adlı bir meraklının öncülüğünde ‘Ankara Buz Pateni, Hokeyi ve Figüran Pateni İhtisas Kulübü’ adı altında bir kulüp kurmuşlardır. Kulübün açılış töreninde Ankaralı buz patencileri bir de gösteri yapmışlardır.”

Gençlik Parkı içerisindeki tiyatro sahnesi de birbirinden ünlü oyun ve oyuncuların mekânıydı. Özellikle 1970’te İstanbul’daki sıkıyönetim nedeniyle tiyatrocuların uğrak yeri olmuştu. Bu nedenle Park, “Türkiye’nin Broadway’i” adıyla da anılırdı.

Park ile ilgili haberler Gençlik Parkı Gazetesi’nden izlenirdi. 1959 yılında park yönetimi tarafından haftalık çıkarılan ve 20 sayı yayınlanan gazete’ de 1950’lerde park içinde yapılan ve açılan yeni mekânların listesi yer alırdı. Bunlar, dönemin ihtiyaçlarını ve zevklerini yansıtan, gazino, gösteri salonu, lokanta, pastane, bira bahçesi, çay bahçesi, büfe, banka ve mini golf kulübü gibi ticari mekânlardı.

LUNA PARK

1951’de İstanbul’a gelen İtalyan Luna Park’ın Ankara’ya, Gençlik Parkı’na çağrılmasından sonra, 1952’de Gençlik Parkı’nda “yerli” Luna Park kuruldu ve Park’ta önce aile çay bahçeleri sonra da gazinolar açıldı.

GENÇLİK PARKI TRENLERİ

1957’de ise, belki de dönemin bir bakıma “metro”su sayılabilecek dört istasyonlu ilk yeraltı treni projesi hayata geçirildi. Eskişehir atölyelerinde üretilen “Mehmetçik” ve “Efe” adı verilen iki küçük buharlı lokomotif 1750 metrelik yeraltı güzergâhında hizmete girdi. Saatte 20 kilometrelik bir hızla giden ve seyir süresi 15 dakika olan küçük tren Ankaralıların, özellikle de çocukların büyük beğenisini topladı.

KÖTÜ GÜNLER

Ne var ki…

Bir takım ilkel çay bahçelerinin açılmasına izin verilmesi, Parkta panayır havası yarattı. 1953’te Luna Park araçlarının yerlileri yapıldı, çay bahçelerinin çoğu meyhanelere, içkili gazinolara dönüştürüldü. Yozlaşmanın ilk adımları atıldı. Ankaralı aileler gittikçe parktan uzaklaştılar, yerlerini paralı ama yetersiz düzeydeki insanlara bıraktılar.

Sonunda Gençlik Parkı it kopuk yatağı haline getirildi.

O güzelim Gençlik Parkı’nda…

Parkın özgün kimliğini bozan değişimler özellikle Melih Gökçek’in Belediye başkanlığı döneminde hız kazandı. Göl üzerinde kurulmuş olan o güzelim zarif köprü yıkılarak yerine yenisi (?) eklendi.

Oysa o güzelim köprü 100 TL banknotların arka yüzünde de yer alırdı.

1960’lı yıllarda yeni türeyen birtakım gazinolarda hanımlar matinesi düzenlenerek, içlerinde sesi bile olmayan nice kişilerin sanatçı adı altında sahnelerde alabildiğine bağırmalarına, seyircilerle birlikte göbek atmalarına göz yumuldu.

Bunun adına “halka bütünleşme” denildi. İlerleyen yıllarda bu tür davranışlar, müzikte ‘arabesk’ denen yozlaşmaya da neden olacaktı.

Yazık oldu Gençlik Parkı’na…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir